top of page
İçedönüklük Türkiye'de üzerine az düşünülmüş bir konu. Özellikle iş hayatında. Bu konuya dair bir işe, websitesine ya da oluşuma yirmilli yaşlarımın başında denk gelseydim, otuzumda daha mutlu olabilirdim diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
İstatiklere göre her üç kişiden biri içe dönük karaktere sahip. Global dünyanın gereklilikleri ve bize dayatılanlar, dışadönüklerin liderliğini ve kurallarını içselleştirmemize sebep oluyor. Pek çok içedönük kadın bu sebeple istemediği mesleklere yöneliyor, kendini başarısız ve yetersiz hissediyor.
İş hayatındaki dışadönük kurallarla epey hırpalanmış İki içe dönük kadın, bu websini kurmaya karar verdik. Adını da kaktüs projesi koyduk. Kaktüs, çiçek bahçesindeki en ilgi çeken bitki değil çünkü. Güzel durmak, sürekli parlamakla o kadar ilgilenmiyor. İçe dönüklük de dikenli bir kaktüs gibi hissetmek bazen. Kendi halinde, kimi zaman yalnız, ama hayat dolu olmak. Dikenlerinin güzelliğinden bir şey eksiltmediğini bilmek. Az su bol güneşle kendi yağında kavrulabilmek. Belki başka bitkiler kadar ilgiye, muhabbete aç olmamak. Yine de, dikenlerine rağmen, yaratıcılıktan da geri durmamak, çiçek bile açmak isteyince.
Hedefimiz günlük hayatta ve iş hayatında yok muamelesi gören içedönük olma konusunu toplumda ve özellikle kadınlar arasında tartışmaya açmak. Websitemize ulaşan kadınların, içedönük olmanın hayatta başarılı olmayı engellemediği gibi aksine içedönüklerin yaratıcı, girişimci, empati sahibi, birlikte çalışması zevkli ve verimli kişiler olduğunu anlayacağını/ keşfedeceğini umuyoruz. Bu keşif erkek egemen iş hayatının kalıplarını sarsmaya, ön yargılarını kırmaya da vesile olacak.
Bir elin nesi, iki elin sesi. Önce bir kadın içedönük olduğunu saklamaktan korkmaz, sonra diğeri bununla gurur duymaya başlar, birken iki, sonra on, sonra yüz oluruz.
bottom of page